Kokoreçin Hükmü: Hacıoğlu

Kokoreçin Hükmü: Hacıoğlu
16 Mart 2017 - 13:30 - Güncelleme: 16 Mart 2017 - 13:48

 


Bir bağırsağın alabileceği en lezzetli şekildir, kokoreç. Biz Türklerin vazgeçilmezlerindendir. Özellik Avrupa yolunda, Hollanda sorunumuzdan çok önce ülkemize engel çıkaran bir lezzettir. Kokoreç, Anadolu ve Balkanlarda koyunun ince bağırsağından ve bumbardan yapılır; şişe sarılarak kor ateşte kızartılır.


Avrupa semalarında bayrak sallayan Yunanistan için de kokoreç meselesi sorun olmuştur. Yunanlılar kokoreçten vazgeçmemişlerdir, bizler gibi. Yunan usulü kokoreç Türkiye'dekinden biraz farklı. Yunanistan'da kokoreç bağırsaktan yapılıyor ancak, bağırsakların içine büyük baş hayvan sakatatı, dalak ve ciğer de konuluyor. Kokoreçi pişirme şekli ise Türkiye'dekiyle aynı. Yeme tarzına gelince, kokoreç Türkiye'ye olduğu gibi Yunanistan'da maçlarda ekmek içinde satılmıyor. Genelde döner kebapçılarda, porsiyon yemek olarak servis ediliyor. Evlerde ise kokoreç en çok Paskalya günleri yeniyor. Evlerin avlusunda veya taşrada bahçeler ve arsalarda her aile biri kuzu, diğeri ise kokoreç olmak üzere iki ayrı şiş çeviriyor. Kokoreç, Yunan meyhanelerinin de en gözde mezesi.


Avrupa ve kokoreç arasındaki uyum sorununa son olarak 2010 yılında Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği el atmıştı. Birliğin (SETBİR) 10 AB üyesi ülkenin gıda federasyonlarıyla birlikte yürüttüğü 21 milyon avro bütçeli ‘Truefood’ projesi kapsamında, Türk döner ve kokorecine standart gelmesi hedeflenmiş, hijyeni ilk sırada tutan AB standartlarına göre tamamlanan çalışmayla, sokaklarda görmeye alışık olduğumuz seyyar ‘kokoreç’ arabalarının da miladı dolması planlanmıştı. Kullandıkları kuzu bağırsaklarını kokoreç yerine sosis kılıfı şeklinde işleyerek Avrupa pazarına sunmaya başlayan firmayla ilgili haberi okuduğumuzda ise çok sevinmiştik.


Her neyse biz kokoreçten, kokoreç de bizden vazgeçemeyecek. Bu konuda insanımıza güveniyorum. Bu konuda hem insanımıza hem de kokoreçine güvenen Bigalı bir girişimci ise bu lezzeti, Biga'dan Gölcük İzmit'e taşıdı. Hüseyin Hacıoğlu, Lezzetli ve marka değeri hala yüksek Biga etini Gölcük İzmit'e taşıyan Hacıoğlu ile görüştüğümde; "Biga'nın eti zaten bilinen bir lezzet. Biz de bunu biraz daha ileri taşıyarak Biga'nın kokoreçini İzmit halkına sunmak istedik. İlginin yoğun olması bizi memnun ediyor. Bir defa gelen müşterilerimiz tekrar kokoreçimizin lezzetini tatmak için bizi sık sık ziyaret ediyorlar. Önce Biga etine, sonra kokoreçine, gösterdikleri ilgi için de İzmitli müşterilerimize çok teşekkür ediyorum" dedi.


Ben tattım ve beğendim. İzmit’teyseniz, yolunuz Gölcük İzmit’e düşerse Hüseyin Hacıoğlu’nu ziyaret edin, güzel sohbeti, lezzetli kokoreçinin ardından tavşan kanı çayını içip yola koyulabilirsiniz. Benden selam söyleyin.

Özel Haber: Saim Tunçman

 


YORUMLAR

  • 0 Yorum