Her yıl olduğu gibi yine zehir soluyoruz
Ülkemizde 1993 yılından beri yasak olmasına rağmen, verimin yüksek olduğu ve saman sıkıntısı olmayan yıllarda, ekinlerin hasadının ardından, ekin alanının yüzde 30 'unda tarlada kalan sap ve kökler yakılır. Buna anız yakma denir. Kolay, masrafsız ve çabuk olan bu yolla, böcek ve diğer zararlıların ve çeşitli hastalıkların azaltılacağı, toprağın daha kolay işleneceği ve daha fazla verim alınacağı beklenir. Fakat beklenin tersine, anız yakmanın yarardan çok zararı bulunur.
Son zamanlarda Bigalılar da duman solumaya başladı. Özellikle akşam saatlerinde pirinç tarlalarında anızlar yakılmaya başlandı. Özellikle nefes darlığı çeken ve solunum yolları rahatsızlığı bulunan vatandaşlar ciddi tehlike yaşıyorlar. Yetkili Biga Kaymakamlığı ve Biga İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü'nden herhangi bir açıklama yapılmazken, vatandaşlar da sorumluların bir an önce harekete geçmesi gerektiğini ifade ediyorlar.
Uzmanlar anız yakma olaylarıyla ilgili; "Anız yangınıyla yüzey toprağının organik maddesi yok olur. Halbuki organik madde, yağış sularının emilmesini ve tutulmasını sağlamak, topaklaşmayı temin ederek erozyonla taşınmayı önlemek ve toprağın havalanmasını sağlamak gibi önemli görevleri bulunur. Ayrıca, anızın yakılması sırasında toprağın en üst katmanının ısısı 50-750 C ye kadar çıkar; bu da, çoğu topraktaki ayrıştırıcı mikroorganizmaların zarar görmesine neden olur. Hava kirliliğine yol açması, karayolunda görüşün azalmasıyla trafik kazalarına sebep olması, komşu tarlalardaki ürünlere, meyve bahçelerine, ormanlara ve yaban hayatına zarar vermesi de anız yangınlarının olumsuz etkileri arasında sayılır" ifadelerini kullanıyorlar.
YORUMLAR