CHP Biga İlçe Başkanı Özgür Ceylan: "Kavga siyaseti Biga'ya kaybettiriyor"
Cumhuriyet Halk Partisi Biga İlçe Başkanı Özgür Ceylan, kongre sürecinin ardından ilk röportajında Radyo Pegai’de Bir Konu Bir Konuk programına katıldı ve Saim Tunçman’ın sorularını yanıtladı. Yerel ve genel seçimlere CHP’yi Biga’da hazırlayacak kadroları oluşturan CHP Biga İlçe Başkanı Özgür Ceylan, ilk röportajında ortak Bigalılık bilincinden bahsetti ve Biga’da kavga siyasetinin istenmediğini ifade etti. Başkan Ceylan ‘mezarlık satışı’, ‘borçlu belediye’ gibi iddialara da yanıt verirken, partisinin çalışmalarıyla ilgili de önemli açıklamalarda bulundu. Adalet ve Kalkınma Partisi idaresindeki Gümüşçay ve Çan belediyelerinin yanı sıra Çanakkale İl Özel İdaresi’nin taşınmaz mülk satışlarını ve bir belediyenin 120 milyon lira dolayındaki borçları ile ilgili iddiaları da gündeme getiren CHP Biga İlçe Başkanı Ceylan’ın röportajının tam metni şöyle:
Seçim sürecinizi tamamladınız. Ekibinizi yenilediniz. Cumhuriyet Halk Partisi’ni Biga’da seçimlere hazırlayacak kadroları kurdunuz. Değerlendirmenizi alabilir miyiz? Ardından da ikinci dönem hedeflerinizi dinleyelim sizden.
Bu bir bayrak yarışı. Şu anda bize düşen görevi yerine getirdik. İkinci dönemimizde de getirmeye devam ediyoruz. Önceki dönemde bizlerle birlikte çalışan yönetim kurulu üyesi arkadaşlarıma yürekten teşekkür ediyorum. Kendileri çok özverili bir şekilde çalışmalarımızı yerine getirmemize yardımcı oldular. Yeni dönemimizde yeni arkadaşlarımız aramıza katıldı. Bizim umudumuz başarılı bir şekilde yeni dönemimizi de başarıyla tamamlayabilmek.
İkinci dönemimizde mahalle ve köy ağırlıklı yine çalışmalarımıza başlıyoruz. İlk hedefimiz yerel seçimler. Burada Karabiga ve Biga Belediyelerimizde iktidarımızın devam etmesi için yoğun çalışacağız. Ayrıca bunun yanına Gümüşçay Belediyemizi de katabilirsek mutlu olacağız. Bu konudaki çalışmalarımızı yoğunlaşacağız. Genel seçimlerde de partimizi Biga’da birinci parti yapmak istiyoruz. En önemli hedeflerimiz bunlar.
Biga Türkiye’de köy sayısı bakımından ilk 3 ilçe arasında yer alır. Bu nedenle de köyden kente göç devam ediyor. Kent merkezinde kentlileşme süreci biraz ağırdan işliyor. Referandum sonuçlarına baktığımızda Biga merkezinde seçimi önde tamamladınız. Biraz da AK Parti-MHP koalisyonuna karşı mücadele ettiniz. Referandum sürecini nasıl değerlendireceksiniz?
Haklısınız, bir AKP-MHP koalisyonu gündemdeydi. Ama bizim yanımızda da çok yoğun bir ‘Hayır’ bloğu vardı. Türkiye’de ve Biga’da çok güçlü bir blok oluştu. Tamamen partili ve partisiz herkesin içinde olduğu bir oluşum ortaya çıktı. Bu büyük bir kazanım oldu. Çok yoğun bir kampanya süreci yaşadık. Zaten ‘Hayır’ bloğunun da ana yüklenicisi bizdik. Bunun sonucunda Biga merkezinde ‘Hayır’ sonucu çıkması bizi mutlu etti. Biga, Çanakkale Merkez ve Eceabat ile birlikte Türkiye’de AKP’nin oy kaybettiği 195 ilçeden biri oldu. Bu da bizi sevindirdi. 29 bin 590 gibi çok ciddi bir oyla Çanakkale genelinde de ‘Hayır’ oyu çıkmasına önemli katkı sağladık. Emeği geçen, çalışmalarımızda bize destek olan herkese yürekten teşekkür ediyorum.
Yaşadığımız şu günlerde Biga’da siyaseti nasıl değerlendiriyorsunuz? Özellikle Adalet ve Kalkınma Partisi’nden Biga Belediyesi ile ilgili yapılan açıklamaları takip ediyorsunuzdur. İsterseniz tek tek konuşalım. ‘Borçlu belediye’ söylemiyle ilgili düşünceleriniz nelerdir?
Son dönemde Türkiye’de olduğu gibi Biga’da da siyaset seviyesi oldukça düştü. ‘Borçlu belediye’ algısı yanlış bir algı. Hizmet yapan, iş üreten bir belediyenin borçlanması doğal. Bu, Türkiye’nin her yerinde böyle. Eğer bu borç iş yapmaktan kaynaklanıyorsa bundan normal bir şey yok. Biga Belediyesi’nde de aynen böyle bir durum söz konusu. Kaldı ki, iktidar partisinin ilçe yönetiminin iddia ettiği gibi borçsuz bir belediye devrolunmadı. Belediye Başkanımız da bunu defalarca açıkladı. 20 milyon lira gibi bir borçla devredildi belediye. Ama Biga Belediyesi’nin gelirleri oldukça fazla. Biga Belediyesi iyi yönetiliyor ve borçlarını ödeyebilecek kapasiteye sahip. Bu konuda yapılan manipülasyon bence çok anlamsız ve siyaseti seviyesiz bir noktaya getiriyor.
Bir dönem gündemimizi çok meşgul eden köprünün üstünün kapatılması ile ilgili ne söyleyebilirsiniz?
Bu konuda AKP’nin tutumu son derece yanlış. Köprü projesi daha öncesinde halka duyurulmuştu. Çeşitli basın yayın organlarında anlatılmıştı. Afişleri yer almıştı pek çok yerde. Belediye Meclisi’nde de gündeme gelmişti. Köprünün üstü kapatılana kadar hiçbir şekilde bir itiraz olmadı. Tam son ayak konulacağı zaman söktürme işlemi gerçekleştirildi. Sanki burada bir güç gösterisi yapılıyor izlenimi yarattı bizde. Ama burada yanlış bir muhalefet uyguladılar. Biga halkı kavgayı istemiyor. Biga halkı, Biga için yapılacak her türlü yararlı faaliyetin arkasında iktidarın da muhalefetin de hep beraber durmasını istiyor. Yani bu anlamda aslında AKP Biga İlçe yönetimi Biga’yı düşünmediğini de burada ortaya koymuş oldu. Biga halkının bunu değerlendireceğine eminim ben. Muhalefet olarak beğenmediğiniz şeyler olabilir. Bunları ifade ettiğinizde ortak akılla bu çözülebilir. Ama proje aşamasında bu ortaya konmalı. Sonrasında da Biga için en yararlı neyse o ortaya konmalı. Biga bizim için ortak değer olmalı. Biga yıpratılmamalı. Biz maalesef AKP İlçe yönetiminde bunu göremiyoruz. Biga’yı yıpratmak çok yanlış bir tutum bizim için.
Çavuşköydeki mezarlık yerinin satışı konusu var. Çok hızlı bir süreç yaşandı. TRT, A Haber Biga’ya geldiler, röportaj yaptılar. AK Parti Biga İlçe Başkanı açıklama yaptı bu konuyla ilgili. Sizin değerlendirmeniz nasıl bu konuyla ilgili?
Öncelikle satılan bir mezarlık falan yok. Bu Belediye Meclisi’ne gelmiş bir konu. Satma yetkisi Belediye Encümeni’nde ve herhangi bir satış işlemi yok. Çavuşköy, mahalle olduğunda belediyeye geçen bazı taşınmaz mallar söz konusu. Bu tarlaların satışla değerlendirilmesi söz konusu. Köyden mahalleye geçiş sürecinde bir tapu mezarlık yerine tarla olarak işaretlenmiş. Bu hemen fark edilerek gerekli düzenleme yapılmış. Herhangi bir satış işlemi yok. Burada AKP yönetimi ilçemize yine zarar verdi. Ulusal medyaya dahi düştü bu durum. O haberler yapılırken kimse belediyeden görüş de almadı. Devlet televizyonu TRT de bu işe sokuldu. Tamamen yanlış bir haber yapıldı. Bu durum aslında bir anlamda seçim propagandası çalışmasıydı. Aslı olmayan bir haber şeklinde gerçekleştirildi. Burada bizim için üzücü olan şeylerden biri de Çavuşköy Mahallesi muhtarımızın da bu propagandaya alet olmuş olmasıdır. Muhtar konumu gereği tarafsız olması gerekirken, maalesef ki röportaj vererek, bir şekilde işin içinde olarak yanlış bir iş yaptı. Maalesef bizim referandum sürecinde gezip anlattığımız ‘partili cumhurbaşkanı’ sürecinin etkileri bunlar. İktidar partisi ile devlet iç içe geçmiş durumda. Bu bir siyasi baskı unsuru oluyor. Biz referandumda hep bunun yanlışlarını anlattık. Bunları da şu anda görüyoruz.
Ayrıca bu satışlarla ilgili şunları da söylemek istiyorum. Bu satışlar belediyeciliğin rutin işlemleridir. Bu, bizden önceki belediye dönemlerinde de yapılmıştır. Şimdi de yapılıyor. Bundan sonra da yapılacak. Ama sorunlu bir satış arıyorsa, sayın AKP İlçe yöneticileri, önce bence çevrelerine bakmalılar. Çan Belediyesi 14 milyon liraya mal ettiği bir oteli, 12 milyon liraya satış ihalesine çıktı. Çan Belediyesi’nin 120 milyon lira borcu olduğu söyleniyor. Bursa Büyükşehir Belediyesi’nde istifa sonrası göreve gelen yeni başkanın basına düşen demeçlerinde okuduğumuz kadarıyla Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin 4-4,5 milyar lira borcu olduğu ve 3 yıl içinde bu borcun yüzde 60’ını ödemesi gerektiği gibi bir haber düştü. Bu nedenle pek çok taşınmazını satması gerektiği yönünde haberler var. Çanakkale İl Özel İdaresi bütün lojmanlarını, motellerini sattı. Biga’da eski kaymakamlık binasını sattılar. Biga Öğretmenevi’nin satışı gündemlerinde. Çok uzağa gitmeyelim. Beldemiz Gümüşçay’da biliyorsunuz AKP belediyesi iktidarda. Bugün (15 Aralık) AKP’li Gümüşçay Belediyesi ihaleye çıkarak 4 arazisini, 2 arsasını, 1 ahır, 1 hamam, 1 benzinlik ve 1 benzinlik içindeki lokantadan oluşan toplam 10 taşınmazını ihaleyle satışa çıkardı. Aşağı yukarı 1 milyon 600 bin lira bedelle ihaleye çıktı tüm bunlar. Eğer gerçekten samimiyse AKP İlçe yönetimi, sorunlu satış arıyorlarsa bence kendi belediyelerindeki bu işlemleri incelemelerini tavsiye ediyorum. Gerçekten üretilen siyaset seviyesiz bir hal aldı. Biz çok da bu tür siyasetin içinde olmak istemiyoruz. Biz her şeyden önce Biga’nın geleceğini düşünüyoruz. Köprüyü engelleyen, yalan açıklamalar yapan bir AKP ilçe yönetiminin Biga’yı düşünmediği ortada. Böyle bir yapının “Biz Biga’yı yönetmeye talibiz” demesi de aslında bir çelişki. AKP İlçe yönetiminin de belki biraz düşünmesi gerekiyor. Yapacakları muhalefeti daha verimli hale getirmeleri Biga’ya değer katacaktır. Ben tek amaçlarını şöyle algılıyorum: Biga’ya hizmet yapılmasını engellemek. Maç bu gibi görünüyor şuanda. Sokaktaki vatandaşta algı da bu. Bu yapılmamalı. Biga bizim ortak değerimiz. Korumalıyız. Bu algıyı büyütmeliyiz. İktidarıyla, muhalefetiyle, halkıyla ‘nasıl değer katarız’ diye çalışma yapmalıyız
Önceki dönemlerde siyasetçiler karşı karşıya gelip bir konuyu tartışabiliyorlardı. Görülen o ki; karşı karşıya gelip tartışmak yerine yapılan hizmeti engelleyerek tartışma şeklinde döndü siyaset.
Aynen dediğiniz gibi. Son dönemde siyaset, Türkiye genelinde bu hale geldi. Bunda AKP’nin çok önemli bir payı var. Bu bir algı yönetimi şeklinde yönetiliyor. Toplumumuzun hızla kutuplaştığı görülüyor. Bu da bizim için tehlikeli bir geleceğe işaret ediyor. Umarım herkes şapkasını önüne koyar, bu işte gereken sorumlulukları alır ve yapıcı bir şekilde ülkemiz için, yaşadığımız yer için en yapıcı şeyleri oluşturmaya çalışır.
Sizin köy ziyaretlerinizi takip ettik. Bu ziyaretler seçim dışı ziyaretlerdi. Daha sonra referanduma gidildi. Kısa sürede çok fazla köy gezdiniz. Köylerle ilgili izlenimleriniz neler?
Köylerde tarım ve hayvancılık bitmiş durumda. Özellikle gezdiğimiz köylerde tarım ve hayvancılık konusundaki şikayetler üst seviyelerde. Köylünün sütü para etmiyor, eti para etmiyor, mahsülü para etmiyor. Büyük bir geçim sıkıntısı yaşanıyor. Devlet teşvikleriyle bir kısım yardımlar sağlanıyor ama ben köylünün çok da memnun olduğunu düşünmüyorum. Biga genelinde baktığımızda 15 yıllık bir iktidar süresine rağmen hala yapılmayan köy yolları çok çok fazla. Şu ana kadar yapılması gereken pek çok şeyin yapılmadığını görüyoruz. Biz dinliyoruz, her zaman köylümüzün yanında olmaya çalışıyoruz. Sorunları ilgililere aktarmaya çalışıyoruz. Burada esas sorumluluk AKP’de. Biz de onları dinliyor, sorunlarını not alıyor, etkili muhalefet çerçevesinde gerçek sorunları gündeme getiriyoruz. Referandumda 108 köyümüzü ziyaret ettik. İkinci tura başladık. Yalnız köyler değil, Biga merkezinde ve beldelerde de çalışmalar yürüttük. Elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalıştık.
Karabiga'da Muzaffer Karataş başkanın çalışmaları dikkat çekiyor. Karabiga ile ilgili neler söyleyeceksiniz?
Karabiga Belediye Başkanımız da belediyecilik anlamında son derece başarılı bir başkan. Yaptığı işlerle herkesin takdir ettiği bir başkan. Kendisiyle aynı Biga Belediye Başkanımızla olduğu gibi gurur duyuyoruz. Başkanlarımız bizim toplumdaki aynamız. Cumhuriyet Halk Partisi’nin belediyecilik anlayışını geleceğe doğru ortaya koyuyorlar. Bu anlamda Karabiga Belediye Başkanımızı da oldukça başarılı buluyorum ve uygulamalarını destekliyorum.
Çanakkale'nin büyükşehir ya da bütünşehir olmasıyla ilgili kamuoyunda konuşulan ciddi iddialar var. Sizin bu konuda net bir bilginiz var mı olacak mı?
Şu anda netleşen bir şey yok. Tabi ki bu AKP’nin tasarrufunda olan bir konu. Ne olursa olsun, biz seçimlere hazırız. Hazırlanıyoruz. Başladık çalışmalarımıza. Bütün alternatifleri önümüze koyarak bir süreç belirledik. Yetkili kurullarımızda görüşüyoruz. Büyükşehir olursa da alternatif çalışmalarımız var. Bu şekilde de devam ederse çalışmalarımız hazır. Bizim için fark etmiyor. Her şekilde Cumhuriyet Halk Partisi Biga’da iktidarın en büyük adayıdır. Biz hazırız. Çanakkale’de de ne olursa olsun ben iddia ediyorum, Cumhuriyet Halk Partisi belediyeyi kazanacaktır.
Genel siyasi gündem çok hızlı değişiyor ama ilçeden genele baktığınızda sizin siyasi değerlendirmenizi öğrenebilir miyiz?
Türkiye şu anda iyi yönetilememektedir. Genel başkanımızın açıkladığı Man Adasından transferler, şirket kurulması, Reza Zarrab’ın Amerika’da açıklamalar, rüşvet iddiaları, gerçekten Türkiye’nin iyi yönetilemediğini kanıtlar niteliktedir. 15 Temmuz’da hain Fetö tarafından bize yaratılan bir darbe girişimi var. Burada da iktidarın ciddi bir sorumluluğu olduğunu düşünüyoruz. Ekonomimiz zor durumda. Ekonomimiz bir kriz aşamasına gelmiş durumda. Ben de bir esnaf olarak bunu söylüyorum. Tarım ve hayvancılık zaten bitti. Saman ithal eder konuma geldik. Sığır etini Sırbistan’dan getiriyoruz. Bunların yanında dövizin, enflasyonun, işsizliğin artışı; içinden çıkılamaz bir sorun haline getiriyor ekonomimizi. Bu ortamda açıklanan yüzde 11’lik büyüme bize hiç inandırıcı gelmiyor. Biz yüzde 11’lik artışı kesinlikle hayatımızda, yaşamımızda, ticaretimizde hissetmiyoruz. İyi yönetilememekten kaynaklanıyor bu. Türkiye’nin Cumhuriyet Halk Partisi iktidarına ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz. Belediyeler bizim en güzel yüzümüz. Başarılı belediyecilik uygulamalarımız, bizim bu işi yapabileceğimizi gösteriyor. Bize görev verildiğinde göreve hazırız. Acilen ülkemizin Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidarına ihtiyacı vardır.
Siyasetçilerin özel yaşamları da düşünceleri kadar merak edilir. Siyasette yüzünüz yeni ve genç bir isimsiniz. Köşe yazıları yazıyorsunuz. Özel yaşamınız da bu yüzden ilgi çeker ama ben özellikle eğitiminizi merak ediyorum.
Ben Eskişehir Anadolu Üniversitesi İşletme mezunuyum. Sonrasında da Mali Müşavirlik stajı yaptım. Mali Müşavirlik belgemi aldım. Ancak Mali Müşavirlik yapmadım. Onun yerine Biga ve Çan’da yer alan aile işletmemiz olan dershanelerimizde koordinatörlük görevini yürüttüm. Şu anda da dershanelerin kapanmasından sonra bir seramik bayiliği şeklinde ticaretimi devam ettiriyorum. Orta derecede İngilizce biliyorum.
Siz de İsmail başkan gibi Eskişehir mezunusunuz yani. Yılmaz Büyükerşen ekolü Biga’yı yönetiyor diyebilir miyiz?
Bundan gurur duyarım. Yılmaz Büyükerşen bizim için önemli bir modeldir. Bizim okuduğumuz dönemde Hocamızdı, Rektörümüzdü. Büyükşehir Belediye Başkanı olduktan sonra Eskişehir’e yaşattığı değişimin canlı şahitlerindeniz. Ben sık sık gidiyorum. Bu ekolden sayılmak bize gurur verir. Örneğimizdir. Bundan gurur duyarız.
Bu arada tekrar siyasetle ilgili bir soru soracağım. Cumhurbaşkanı Erdoğan şuan (15 Aralık 2017) bir açılışta konuşuyor. Şimdi haberleri mailimize düştü. Ataşehir Belediye Başkanı görevden alındı. ‘Daha fazlası gelecek diyor’ Cumhurbaşkanı. Siz bu konuyu nasıl yorumluyorsunuz?
Belediye başkanların, seçilmiş kişilerin görevden alınmasını biz tasvip etmiyoruz. Seçimle gelen seçimle gider. Eğer bir suç varsa ortada bu da açıklanmalı. Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı, biliyorsunuz ağlayarak veda etti. Ankara gibi büyükşehir belediye başkanları istifa ettirildi. Bunların nedenleri kamuoyu ile paylaşılmadı. Tabiki bir suç varsa cezası çekilmelidir. Bu konular üstü kapalı geçiliyor. Daha şeffaf olmalı iktidar bu konuda. Biz de toplum olarak öğrenelim ne olduğunu. Ataşehir Belediye Başkanımız o davalardan yargılanmış ve beraat etmiştir. Ben çok teknik konuya hakim değilim, milletvekili arkadaşlarımız bu konuları daha iyi biliyorlar ama tekrardan görevden alınmayla ilgili partimiz itiraz sürecini başlattı. Her yerde adil olmalıyız. Adalet yürüyüşümüzü de bunun için yaptık. Türkiye’nin şu anda her alanda adalete ihtiyacı var. Tabi ki yolsuzluk yapan, bir soruna karışan varsa cezasını ödemelidir. Ama toplum da bunu öğrenmelidir. Oysa Ataşehir Belediye Başkanı ile ilgili tüm iddialar, tüm her şey kamuoyuna, basına verildi. Herkes bir şey konuşuyor. Biz Ankara Büyükşehir Belediyesi, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, Bursa Büyükşehir Belediyesi için hiçbir şey öğrenemedik. Sanki hiçbir şey yokmuş gibi görevlerinden ayrıldılar. Seçmen de bunlarla ilgili yanıt bekledik. AKP iktidarı ciddi anlamda kan kaybediyor. Özellikle ilk yerel seçimlerde hayır bloğunun galip geldiği Ankara, İstanbul gibi büyükşehirlerde belediyeleri kaybedeceklerini düşünüyorum.
Sizce bu görevden almalarla ne amaçlanıyor?
Onu bir tek sayın Cumhurbaşkanı biliyor. Bize ancak yorum yapmak düşer. Bizim belediye başkanlarına dokunduğunda ortaya haksızlık çıkıyor. Bizim Genel Başkanımız da “yolsuzluk yapan belediye başkanını ben tutmam. Ama adil olunması lazım. Bir sizden bir bizden mantığıyla değil. Bağımsız mahkemelerce hak hukuk çerçevesinde olması lazım” dedi. Kimse yolsuzluğun, adaletsizliğin yanında olmaz.
Adalet yürüyüşünü tamamladınız CHP Lideri Kılıçdaroğlu liderliğinde. O süreç birçok şeyi değiştirdi. O süreçle ilgili yorumlarınızı da alabilir miyiz?
Adalet yürüyüşü bizim için çok değerliydi. Milat oldu Türkiye için. Hayır bloğu bu yürüyüşlerde yanımızda oldu. Daha sonra Adalet Kurultayı’nda da bunu devam ettirdik. Artık toplumda siyasetle alakalı bir sıkıntı var. Bu AKP iktidarı döneminde fazlaca artan baskı rejimi, ortaya çıkan tablo herkesi derinden üzüyor. En önemli şey; devletimiz, milletimiz, bayrağımız. Biz bunları her zaman söylüyoruz ama Türkiye iyi yönetilemiyor. Adalet yürüyüşü de bu anlamda bir çığlıktı, bir hareketti. İnanılmaz güzel bir eylemdi. Biz de Genel Başkanımız önderliğinde yürüdük. Türkiye değişiyor. Kısa zamanda da bu değişiklikleri göreceğiz. Olumlu yönde olacak inşallah.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan'ı 18 Mart törenlerinde konuşturmak istememesiyle ilgili ne diyorsunuz?
Çavuşköy Muhtarı ile ilgili verdiğim örneğin aynısı. Cumhurbaşkanını partili olmasından kaynaklanan bir sakınca. ‘Valiye talimat verdim, o şahsı konuşturmayın’ şeklinde bir talimat, düşünün bir partinin genel başkanı olarak bir partinin seçilmiş belediye başkanı ile ilgili bir talimat veriyor. Bu sıkıntılı bir durum. Tüklerin belki de en eski geleneklerinden biri devlet olmaktır. Devlet yardım eder, devlet baba vardı. Şu anda maalesef devletle AKP iç içe geçmiş durumda. Bu da kötü bir durum. Adaletsizliği ve tarafsızlığı yitirdiğimiz oranda, çocuklarımıza iyi bir gelecek bırakma şansını kaybediyoruz. Bürokrat artık bir iş yaparken ‘ne derler’ diye düşünüyor. Doğruyu yapmak yerine, bir partinin çıkarına göre hareket etmek zorunda bırakılıyor. Bu da yanlış bir durum. Devletten beklediğimiz her zaman doğruyu yapması, adaletli olması ve vatandaşının yanında olması. Çünkü devlet böyle bir şeydir. Konuşturulmama olayını biz kesinlikle tasvip etmiyoruz. Zaten Çanakkale Belediye Başkanımız da açıkladı, 18 Mart’ta alternatif halk töreni gerçekleştirecek ve orada konuşacak. Biz de orada olacağız. Ama böyle kutuplaşmaya gerek yok. Az önce bahsettiğim mezarlık olayında olduğu gibi algı operasyonu ile farklı yerlere çekilen bir şey gerçekleştirildi. Bence çok da gereksiz bir gündem oldu.
Ben bir soru da Biga için soracağım. Zaten ülke gündeminde ciddi bir kavga siyaseti hakim. Sesler hep yüksek çıkıyor. Biga'da kavga siyasetinin olması insanları yoruyor. Siz yerel siyasetin temsilcileri olarak bir araya gelip ‘hep birlikte bu Biga için çalışalım niye kavga ediyoruz’ dediniz mi? Ya da size böyle bir teklif geldi mi?
Bana böyle bir teklif gelmedi. Biga halkı kavgadan bıkmış durumda. Konuştuğumuz, görüştüğümüz insanlar aynı şeyi söylüyorlar. Biga için ortak ne değer varsa iktidarca ve muhalefetçe sahip çıkmalıyız. Tabii herkesin kendine göre hedefleri vardır. Ama bu demek değildir ki; Biga’ya zarar verelim, Biga’ya hizmet yapılmasını engelleyelim. Bu noktada ayrışıyoruz. Biga’ya hizmet yapılmasını engellemeden yapıcı bir muhalefet anlayışı ile yaklaşmaları gerekli. Biz her zaman diyaloga açığız, konuşmaya açığız, beraber görüşmeye açığız. Yapıcıyız. Barıştan yanayız. Hiçbir şekilde kutuplaştırıcı, ayrıştırıcı bir dil kullanmadık hiçbir zaman. Bundan sonra da buna dikkat edeceğiz. Bizim temel hedeflerimizden biri toplumu ayrıştırmadan, hep beraber yaşama kültürünü birbirimize aşılayabilmek. Biga bakın değişiyor. Yani sosyal anlamda, kültürel anlamda çok farklı şeyler oluyor. Eskisinden çok farklı bir Biga ile karşı karşıyayız. Bunu dışarıdan gelen bize daha net anlatıyorlar. Ben artık üniversite öğrencilerinden Biga’da kalmak istediklerini duyuyorum. Bu belki 5-10 sene önce duymadığım bir ifade. Biga kasaba kültüründen çıkarak olumlu bir şehirleşmeye doğru ilerliyor. Köylerden gelen göç, şehirleşiyor. Bu şehirleşme sürecinde de daha farklı bir Biga ortaya çıkıyor. Bu gelişim ve değişimden memnunuz. İyi şeyler yapıyoruz. Başkanımız başarılı bir belediye başkanı ve çalışmalarını devam ettirecek. Ben önümüzün daha iyi, daha aydınlık, daha açık olduğuna inanıyorum.
Son olarak Radyo Pegai dinleyicilerimize mesajınızı alalım.
Dediğim gibi biz kutuplaştırmaktan, ayrıştırmaktan yana olmadık. Biga bizim ortak değerimiz. Biga’yı düşünmeliyiz. Biz aynı sorumluluğu AKP Biga ilçe yönetiminden de bekliyoruz. Burada Biga’ya hizmet yapılmasını engellemek yerine, manipülasyon haberler yaptırarak Biga’yı ülke çapında olumsuz algıyla ortaya çıkarmak yerine hep beraber Biga için bir şeyler üretelim, daha iyi noktalara taşıyalım. Hepimiz kazanacağız. Bu bir değerdir. Bütün iletişim kanallarımız açık. Her türlü olumlu, yapıcı eleştiriye açığız. Yeter ki; adaletli olsun, önyargılı olmasın, manipülasyon içermesin. Onun dışında biz iletişimden yanayız. Bütün dinleyenlerimize sevgiyle, saygıyla selamlarımı yolluyorum.
YORUMLAR