ÇANAKKALE BAROSU AVUKATLARINDAN ADALET YÜRÜYÜŞÜ

Çanakkale Barosu Avukatları, bağımsız savunma ve adaletin sağlanması amacıyla yürüyüş düzenledi. Golf çay bahçesinden başlayan yürüyüş, iskele meydanında tamamlandı.

 ÇANAKKALE BAROSU AVUKATLARINDAN ADALET YÜRÜYÜŞÜ
29 Mart 2025 - 11:51
Çanakkale Barosu Başkanı Avukat Ardahan Dikme açıklamalarında ”Adaletin yılmaz savunucuları değerli meslektaşlarım,  aynı Baro çatısı altında sizlerle omuz omuza adalet ve hak arama mücadelesi vermekten onur ve gurur duyuyorum.
Çok kıymetli basın mensupları, Sizleri Çanakkale Barosu adına sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Demokratik yollarla seçilmiş belediye başkanlarının tutuklanması ve belediyelere kayyum atanması ile başlayan süreç devamında İstanbul Barosu başkanı ve yönetimi hakkında açılan dava ve görevden almayla sonuçlanan davaname, Zafer Partisi Genel Başkanı Sayın Ümit Özdağ'ın tutuklanması, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanması, bazı gazetecilerin gözaltına alınması, ülke çapındaki protesto gösterilerinde avukatlar da dahil olmak üzere pek çok öğrencinin ve vatandaşın gözaltına alınması şeklinde gelişen, kamuoyunun da yakından takip ettiği konuları Çanakkale Barosu olarak takip etmekteyiz.
İstanbul Barosu Başkanı Av. Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu ve yönetim kurulu üyeleri amaç dışı faaliyette bulunduklarından bahisle soyut iddialarla hukuka aykırı bir şekilde görevden alınmıştır. İstanbul Barosu nezdinde alınan bu karar, savunma hakkını ve baroların bağımsızlığını doğrudan hedef almaktadır. Baroların katılma talepleri usule ve yasaya aykırı bir biçimde benzer mahiyette oldukları görüldü denilerek reddedilmiş, anayasaya aykırılık iddiaları incelenmemiştir. Baro yönetimlerine yönelik bu tür müdahaleler yargı bağımsızlığına ve seçilme hakkına müdahale niteliğindedir. Seçimle gelen seçimle gider.

Çanakkale özelinde, bu güne kadar barışın kentine yakışır bir şekilde sürecin ilerlemesinden mutluluk duyduğumu ifade etmek isterim. Buradan toplumun bütün kesimlerine sesleniyor ve sağduyu çağrısında bulunuyorum. Öğrenciler bizim evlatlarımız kardeşlerimiz. Polis de bizim kardeşimiz herkes görevini yapıyor. Ancak şunu ifade etmeliyiz ki toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı en temel insan haklarından biridir ve ifade özgürlüğünün de bir parçasıdır. Anayasamızın 34. maddesine göre herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir. Bu noktada bütün kurumların en temel hak ve özgürlüklerini savunan vatandaşlara saygı göstermesi ve bunu kolaylaştırması gerekir. Orantısız güç kullanımı ve haksız müdahaleleri kabul edebilmemiz mümkün değildir. Demokratik bir toplumda barış ve uzlaşı içerisinde yaşamanın en temel değeri budur.
Adaleti sağlamanın birinci koşulu yargı bağımsızlığı ve hukuk güvenliğinin tam manasıyla tesis edilmesidir. Yargının araçsallaştırıldığı ve siyasallaştırıldığı bir ortamda, adaletin olmadığı bir yargı düzeninde, şeffaf olmayan, sorgulanmayan bir yargı düzeninde insan hak ve özgürlüklerinden, ifade özgürlüğünden, temel hak ve özgürlüklerden bahsetmemiz mümkün değildir.  Adaletin iktidarı, muhalafeti olamaz. Hukuk ve adalet herkes içindir. Anayasa Mahkemesi Kararlarının tanınmaması, gizli tanık ifadeleriyle yürütülen soruşturmalar, anayasadaki en temel ilke ve kuralların, hukuk, hak ve özgürlüklerin hukuksuz ve dayanaksız bir şekilde sınırlandırılmasını kabul etmemiz mümkün değildir.
Gerekçesiz soyut iddialara dayanan, maddi delilere dayanmayan, isnat edilen suçun niteliği gereği alt sınırı ve üst sınırına bakıldığında zaten tutuklama kararı verilmesi mümkün olmayan dosyalarda tutuklama kararı verilmesi, 2911 Sayılı Yasaya aykırılık gerekçesiyle gözaltı sürelerinin uzatılmaya çalışılarak adli kontrol kararlarının cezalandırma yöntemine dönüştürülmesini hukuken kabul edebilmemiz mümkün değildir. Gazeteciler hakkındaki tutuklama kararları yalnızca gazetecilerin özgürlük ve güvenlik haklarını değil, vatandaşların da haber alma hürriyeti bakımından da hak ihlallerine sebebiyet vermektedir. Fakir ya da zengin, güçlü ya da güçsüz olduğuna bakılmaksızın bu gün bu ülkede özgürce yaşayabiliyorsak, bugün bu ülkede inancı ve mezhebi ne olursa olsun herkes idareci, yönetici, memur olabiliyorsa bunu bu ülkeyi kuran ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'e borçluyuz.
Avukatların ve savunma mesleğinin bir meslek olmaktan öte hukuk dışı uygulamaların her zaman karşısında durmak zorunda olduğu, barolarla avukatlara tarihi sorumluluk atfedildiği zamanlardan geçiyoruz. Geçtiğimiz günlerde halen TBB delegesi olan ve İzmir Barosu önceki dönem Başkanlarından Av. Özkan Yücel'in de 4 gün hukuki bir gerekçe olmadan gözaltına alındığını, farklı illerde farklı meslektaşlarımız hakkında da gözaltı kararları verildiğini biliyoruz. Avukatlar savunma görevini icra ederler. Adliyelerde sorguya girerler ve duruşmalara katılırlar. Avukatların özgürlüklerinin kısıtlanması demek, vatandaşın savunma hakkının da kısıtlanması demektir. Bu süreçte avukatların hukuki destek vermesinin engellenmesi, zorlaştırılması düşünülemez, müdafilik görevini yapan avukatlara yönelik haksız müdahaleleri ve gözaltıları da kabul etmemiz mümkün değildir.

Barolar susarsa avukatlar susar. Avukatlar susarsa savunma susar ve adalet diz çöker. Biz avukatlar insan hak ve özgürlüklerine, hukukun üstünlüğüne ekmek gibi su gibi inanmışlarız. Buradan gençlerimize sesleniyorum. Bu ülkenin umudu ve geleceği sizlersiniz. Cumhuriyeti kuran nesillerden aldığımız emaneti yaşatacak ve yükseltecek olan sizlersiniz. Biz ülkemizde insanların gelecek kaygısı duymadan yaşamasını istiyoruz.  Gençlerimiz bizim geleceğimiz. Biz gençlerin yurtdışında yaşama hayalleri kurmasını değil, kendi ülkeleri ve vatandaşları için faydalı olan ne varsa o yolda ilerlemelerini istiyoruz. Orada meydanlarda ülkesini seven milletini seven bir sürü insan var. Tek derdi demokrasiye yapılan haksız müdahalelere tepki göstermek olan anayasamıza uygun bir şekilde toplantı ve gösteri yürüyüşü yapan gençlerin haksız gözaltına alınmasını, üzerine ay yıldızlı bayrağı dolamış insanlara tomayla su sıkılmasını, plastik mermilerle orantısız güç kullanılmasını ve gazla müdahalede bulunulmasını kabul edemeyiz.
Fikri hür vicdanı hür nesiller olarak, Cumhuriyetimizin, Demokrasimizin ve Bağımsızlığımızın teminatı gençler olarak, Çanakkale Barosu avukatları olarak Atatürk ilke ve devrimlerinden aldığımız güçle, İstiklalimizin ve Cumhuriyetimizin kuruluşundaki kararlılıkla demokrasiyi, insan hak ve hürriyetlerini kararlılıkla savunmaya devam edeceğiz.
Hepinizi en derin sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.” İfadelerine yer verdi. Çanakkale Barosu Başkanı Av. Ardahan Dikme , bu tür müdahalelerin yargı bağımsızlığına aykırı olduğunu vurguladı.

Kaynak: Çanakkale Barosu

YORUMLAR

  • 0 Yorum